10/08/2008

TEK BAŞINA ÖLMEK...


Tek başına ölmek bazılarına müstehak tır

Bence yeryüzünün en muhteşem şeyi,Hatta vaz geçilmesi halinde yaşamayı bile anlamsız kılacak tek şey ne diye sorulacak olunursa. Dünya'ya çocuk getirmek, yetiştirmek diye cevap verir ve bundan daha gerçekçi hiçbir şey olamaz derim.Hatta yaşama hakkı dışında bundan daha önemli hiçbir şey olamaz. Mal edinmek servet sahibi olmak , şan şöhret,kariyer,vs . bütün bunlar söylediğim şeyin yanında faso fiso dan başka bir şey değildir.Hepsi suya yazı yazmaktan başka bir şey değildir.Yer yüzünde iki gerçek vardır. Biri doğmak diğeri ölmek. Bütün insanlık doğdugu andan itibaren koşar adım, ölüme doğru giderken ,geride onları ölümsüz kılacak yegane şey bir evlat sahibi olmaktır.

Elbette bir çok insan bu sözüme karşılık düşüncesizce aksi tezler ileri sürecektir.Mesela en belirgin tez ise “Ona bir gelecek hazırlayamadıktan sonra Dünyaya çocuk getirmenin ne anlamı var” filan gibi ve buna benzer bir sürü laf kalabalığı ardına sığınmağa çalışmak olacaktır.

Amma unutulmamalıdır ki , Bu gün dünyaya idare eden, her anlamda idare eden, sanat ekonomi, siyaset, savunma, üretim ve kol işçliği ile iştigal edenlerin, hiç biri dün dünya ya geldiklerinde bu günler için bir garantisi yoktu, ve hiçbiri(istisnalar Hariç) bu gün oldukları yerler hesap edilerek dünyaya getirilmiştir değildir.O yüzden bizden sonraki nesillerin geleceği için bu günden kaygılanmak bence yersizdir. Amma anne baba olarak elbette yapmamız gereken temel işlevleri de göz ardı etmemeliyiz. Cemiyete hayırlı olabilme düsturunu onlara daha çocuk yaşta hazırlamak bizlerin ellerinde. Gerisi zaten kendiliğinden gelecektir su her zaman akacağı mecraı bulmuştur , bundan sonrada bulmaya devam edecektir. Bunu yapmayan insanların ,yıllarını bir başlarına yaşayarak geçiren ve sonra bir köşede kimsesiz garip ölmelerinin dışında geriye ne kalmıştır yada ne bırakmışlardır. Koskoca bir hiç, hem de ,üretkenlik yaşları geçtikten sonra bin bir mazeretin ardına saklanmaları , bir an için kendilerini boşa avutmaktan başka bir işe yaramayacaktır.Ve içlerinde daima bunun pişmanlığı ile yaşarak bir ömrü boş geçirmiş olmaktan başka ne kalıyor ki ellerinde. Oysa belki de bir çoğu yaşadığı zaman dilimini çok önemli mevkilerde geçirmişlerdir , bunu karşılığı önemli insanlar olarak cemiyette yer bulmuşta olabilirler. Bütün bunlar yaşadıkları hayatı es geçerek, sadece ama sadece daha önemli mevkiler , saygın,yada zengin bir insan olabilme uğruna ve bir ömür sürüp giden çalışmanın eseri olarak oluşturuluyor .

Oysa çevrelerine bir baksalar . onlar gibi olan ama normal insan hayatı yaşayıp, buna rağmen evlenip çoluk çocuğa karışan ve yine bu imtiyazlı hayatı kendilerine sağlayan milyonlarca insan olduğunu göreceklerdir. Demek ki ikisi de aynı anda olabiliyormuş. Öyle ise , okuduğu okulu, çalıştığı işi,yapmakta oldukları her hangi bir uğraşı asla ve asla kendi öz benliklerinin hakkı olan evlenip ve çoğalarak, çoluk çocuğa karışmama ya dönüştürmeye hakları yoktur. Eğer böyle bir hakları olduğunu iddia ediyorlarsa, Bunun pişmanlığını ve üzüntüsü ile yaşlanıp bir köşede unutulmayı ve tek başlarına ölmeyi kat ve kat hak ediyorlar demektir. Bundan sonra söylenecek her söz laf- ı güzaftan başka bir şey değildir...08.10.2008



Hiç yorum yok: